Babamı kaybetmenin ne demek olduğunu, uzunca bir süre sonra, ta ki artık beni başının üstüne alıp evin içinde koşarak turlayacak biri olmadığını, korkmayayım diye yanımda uyumamı beklerken gecenin bir vaktine rağmen gözlerimin cin gibi açık olmasından bıkkınlık gelip beni ağlayana ve uyuyacağıma yemin ettirene kadar gıdıklayan biri olmadığını... Artık annemin kesintisiz olarak asık suratlı bir kadın olacağını, ya da ben henüz sekiz yaşımda olmama rağmen, gece oyuncak ayıma sarılmış uyumaya çalışırken, yatağıma benden başka birinin daha süzülmeye çalıştığını fark edip, ona döndüğümde annem olduğunu anladığımda ve “Neden buradasın anne?” diye sorduğumda, hiç utanmadan “Korkuyorum, birlikte yatalım” diyeceği zamana kadar. Gecenin o en derin sessizliği sıralarında, kalbimi yerinden çıkaran ayak seslerinin kapının kilitli olup olmadığını yatağından kalkıp en az yirmi kez kontrol etmek zorunda olan annemin olacağını fark edene ve ben bütün bunların, evimize yabancı bir adam geleceği güne, ta ki iki sene sonrasına dek devam etmek zorunda olduğunu fark edene kadar... Anlayamamıştım. Henüz bilmiyordum ne demek olduğunu.

Your Comment Comment Head Icon

Login