Başyardımcı içine dolgun bir soluk çekerken gözleri parıldıyordu. Parmak uçlarını birbirine sürttü. İşte bu seferki, sanat gerektiren bir görevdi. Aşk, sevgi, dostluk, güven... böyle kaypak kavramlar kazık gibi metodlarla öğrenilecek şeyler değildi. Hiçbir bilgisayar, hatta Şişko bile böyle konularda direkt cevap veremezdi. Sorular non-frekans sayılarıyla, non-sekitör ilişkileriyle sorulmak zorundaydı. Yani en basit anlamıyla, ölçülebilir bir neden olmaksızın yapılmış hareketler, belirli bir mantık olmadan girişilmiş eylemler, belki sevgi, dostluk, güven gibi nedenlere dayanan şeyler olabilirdi. Ama bunların listesini çıkarırken de çok dikkatli davranmak şarttı. Çünkü aynı hareket ve eylemlerin nedeni nefret, delilik veya şantaj da olabilirdi pekâlâ. Zaten sevgi için motivasyon içgüdüsünü saptamak hiçbir zaman kolay değildi. Hele sevgiyi şantajdan ayırmak hemen hemen olanaksızdı.

Your Comment Comment Head Icon

Login